Sanılanın Aksine...

Herkesin Terapiye İhtiyacı Yok

Terapi, zihinsel ve duygusal destek için güçlü bir araçtır. Ancak herkesin terapiye ihtiyacı olmayabilir.
Birçok kişi, klinik bir tanı olmadan da psikolojik içgörü, duygusal beceriler ve öğrenme için güvenli bir alan sayesinde büyük fayda görebilir. Aslında bireysel terapiye katılanların çoğu resmi bir tanıya sahip değildir; daha çok kendilerini, duygularını ve düşüncelerini daha iyi anlamak için destek ararlar.

Bu noktada psikoeğitim ve bibliyoterapi, terapinin yerine geçebilecek veya onu tamamlayabilecek güçlü yöntemler olarak öne çıkar.

Terapi mi, Psikoeğitim mi?

Psikoeğitim mi, Terapi mi?

Bunu anlamak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

• Durumum günlük yaşamımı ciddi şekilde etkiliyor mu? Örneğin işe, okula gitmekte ya da odamdan/evimden çıkmakta zorlanıyor muyum?

• Günlük yaşamda (okulda, işte veya ilişkilerimde) işlevselliğim belirgin şekilde azaldı mı?

• Sorumluluklarımı yerine getirmekte ciddi şekilde zorlanıyor muyum?

• Kendime ve/veya başkalarına zarar verme düşüncelerim var mı?

Eğer bu soruların çoğuna “evet” diyorsanız, bireysel terapi sizin için doğru adım olabilir.

Eğer yanıtlarınız çoğunlukla “hayır” ise, terapiye başlamadan önce psikoeğitim sizin için çok faydalı bir başlangıç olacaktır.

Sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.